20 Mart 2016 Pazar

UĞRAŞIYORUM AMA DELİREMİYORUM




Her gün gazeteyi, televizyonu, radyoyu açıyorum; şehit haberleri, bombalar, kazalar, ihmal sonucu ölümler… İnsan hayatı bu kadar ucuz olur mu diyorum, delirmek istiyorum; deliremiyorum.

Dünyaya bakıyorum. Ortadoğu kan gölü, sömürü almış başını gidiyor, savaş, terör diz boyu. Kapital sistem ‘para harca’ diye bağırıyor. Bu kadarı da olmaz diyorum, delirmeye çalışıyorum ama deliremiyorum.

Dışarı çıkıyor insanları izliyorum, herkes boğaz boğaza gelmiş neredeyse, evet millet birbirini boğazlıyor, kimsenin hiçbir şeye tahammülü kalmamış. Çıldırayım diyorum, deniyorum; çıldıramıyorum.

İşe gidiyorum, insanları dinliyorum, hepsinin derdini dert ediniyorum. Enerjim düşüyor, ruhum daralıyor, içim acıyor. Hah işte tam fırsatı, artık delirebilirim diyorum, Allah Allah(!) deliremiyorum.




Ondan sonra da şöyle durup bütün bu manzaralara bakıyorum ve madem bu kadar insan akıllıysa ben aslında ‘DELİYİM’ diyorum.

Deliyim ya ne söylesem yeridir artık. Laf aramızda benim gibi birkaç deli daha tanıyorum. Şehitlere üzülen, dünyanın gidişinden kaygı duyan, korna çalanlara kızan, başkasının derdini kendine dert edinen birkaç tane daha deli tanıyorum etrafımda.

İşte o birkaç deliye ve bu yazıyı okuyanların içindeki delilere sesleniyorum ey hunililer! Gelin ıssız bir adaya yerleşelim, ismini de HUNİLİLİ Adası koyalım. Doğaysa doğa, organik tarımsa organik tarım, müzikse müzik, denizse deniz, huzursa huzur. Bu bozuk dünya düzeninde sevmediğimiz ne varsa geride bırakıp yeni bir dünya kuralım. Hepsini olması gerektiği gibi baştan yaşayalım. Deliyiz ya, kendi ülkemizde hiç siyasetçi olmasın mesela. Herkes en başaralı ve en mutlu olduğu işin ucundan tutsun. Birisi sadece kumdan kale yapsın örneğin. Başka birisi de sadece müzik… Para denilen illet hiç olmasın, kumdan kaleyi gezmek bedava, müzik dinlemenin bedeli ise sadece tempo tutmak olsun. O ülkede sadece mutluluk olsun.




Yazının isyanı:

Yazıyı yazmaya çalıştığım süreçte yoldan geçen iki adam birbirleriyle kavga ettiler, sonra İstiklal’de bomba patladığı haberi son dakika olarak telefonuma geldi, sonra postacı geldi ve iki tane kredi kartı ekstresi ile bir de trafik cezası makbuzu teslim etti.
Ve sonra dönüp postacıya dedim ki:
“DELİREMİYORUM” 


EczacıAdam

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder