10 Ağustos 2016 Çarşamba

GİDİYORUM






Dört saat sonra gidiyorum. Gidiyorum diye uyuyamıyorum.
Biraz daha uyumazsam gidiyorum.

Az sonra olmuyor bir türlü,
saatler yavaş bile geçmiyor gitmeyi  istediğinde,
Ve bir de geçmiyor zaman, kızgın bir acının üstünde yıllardır yürüyorum
Ama sonunda gidiyorum.

Yeter artık gidiyorum, hem de az sonra gidiyorum. Az sonra, bir saat sonra gidiyorum ama artık gidiyorum!
Bırakın beni  gidiyorum. Sıkıldım artık gidiyorum. Tutmayın beni gidiyorum. Olmaz artık gidiyorum. Durdurmayın beni gidiyorum.

Yarım saat  kaldı ben gidiyorum. Tüm ayrılıklardan, tüm yorgunluklardan, tüm sıkıntılardan gidiyorum.

Bekleyin bütün anlamazlar, ben yarım saate gidiyorum. Sabredin biraz vefasızlar ben hemen gidiyorum.

Az kaldı sigaramın son nefesi  ve de beynimin son problemi. Ben gidiyorum.

15 dakika kaldı… Hayatımın uçağı kalkıyor ve ben gidiyorum.
Sizi bir daha umursamamak üzere gidiyorum.

Vakit tamam ben gidiyorum. Motor çalıştı. Her şeye hoşça kal diyorum.
Bir daha hatırlamamak üzere gidiyorum.

Doyamıyorum sana ama gidiyorum. Çünkü artık gidiyorum,
Canımı dişime takarak gidiyorum.


Bu sefer giden can,
bu seferki canan,
bu sefer ki yaşanan ,
bir daha geri dönmeyecek biliyorum ve ona rağmen gidiyorum.

Şimdi memnun değilse geri döner belki  giden,
Bir çok bekleyen nafile bekler çünkü dönmeyecekler…

Çünkü ben kalbini bile  bile bilerek,
artık gidiyorum.
Sen bu cümleyi anlayana kadar gidiyorum.

Durduramayacaksınız  artık beni ,
Çünkü ben şimdi gidiyorum.


6 Ağustos 2016 Cumartesi

BENİ GÜZEL ANLA

BENİ GÜZEL ANLA



 Beni  tüm vücudunla ve bir de  tüm organlarınla anla.

Beni burnunla anla mesela, kokumu hiç beklemediğin bir anda sokakta alıp arkana baktığında.

Beni gözlerinle anla, kalabalıklar içinde eğlenirken birden gözlerin beni aradığında.

Beni kulaklarınla anla, sadece senin için söylediğim şarkıyı ansızın arabanın radyosunda duyunca.

Beni o kadar güzel anla ki akciğerlerinle, içine her nefes çektiğinde beni bırakmak iste dudağında.

Beni o kadar güzel anla ki karaciğerinle, rakı içerken, Zeki  Müren dinlerken, deniz kenarında bira içerken ben geleyim sana, sen ise büyük bir yudum anlayış çek kadehinden  yokluğumda.

Beni o kadar güzel anla ki apandis organınla, tıkansın oraya benden bir hüzünlü çekirdek, ayaklarını karnına çekince sancı girsin, karnın ağrısın aşkla.

Beni o kadar güzel anla ki lenf bezlerinle, mesela bağışıklık sistemin zayıflayıp grip olunca hatırla. O iş çıkışı sana yapılan çorbayı kokla ve unutma.

Beni o kadar güzel anla ki kalbinle, kalbin hızla atmaya başlayınca taşikardi oldum diye korkma.

Beni ruhunla anla, canın her acıdığında.


Ben sana unutma demiyorum asla ve kat’a, beni  sadece anla!
Çünkü dilin unuttum der ama ben diğer organlarına güveniyorum. Bir tahlil yaptırsak ciğerlerinde toksik dozda ben çıkar ama tedaviye yanıt alınamaz bu defa.


Haaa, bir ricam var bu arada,
Beni bir çocuk gibi anla ayrıca,
Bir daha iğne olacak kadar hasta olmayacağına söz vermiş bir çocuk gibi göz yaşlarıyla anla.

EczacıAdam